10 Aralık 2019, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin ilân edilmesinin 71. yılıdır. Bu vesileyle bu Günü bir hafta boyunca yapacağımız kutlamalar sırasında, bir yandan insan haklarını her ne pahasına olursa olsun koruyan insanların örneklerine ışık tutarken, aynı zamanda hergün yaşadığımız insan hakları ihlâlleri üzerine –düşünsel nedenleri üzerine– de düşünmeye zaman ayıralım ve “Bu kadar insan hakları belgeleri ve azımsanmayacak sayıda koruma mekanizmaları varken, neden insan hakları ihlâlleri eski ve yeni biçimleriyle artıyor?”sorusuna cevap vermeye çalışalım.
Benim görebildiğim ana düşünsel nedenlerinden biri, insan haklarının yaygın olarak –Birleşmiş Milletlerde ve Avrupa’nın ilgili kuruluşlarında da–insan hakları hukukundan ibaret sayılması, dolayısıyla insan hakları eğitiminin,çoğu zaman,bu belgelerin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının öğretilmesinden ibaret sayılmasıdır.
Hukuk insan hakları ihlâllerinin –olabildiği kadarıyla–telafisiyle uğraşır. Bu da, hiç şüphe yok ki, önemlidir. Ama asıl düşünmemiz ve gerçekleşmesine çalışmamız gereken, bu ihlâllerin yapılmaması için insan hakları eğitiminin ne şekilde yapılması gerektiğidir.
10 Aralık haftasının bu konular üzerinde düşünmemize yeni bir vesile olması dileğiyle, insan haklarını koruma kaygısı duyan ve çalışan siz değerli dostların bu Günü kutlu olsun.
İoanna Kuçuradi