Değerli Meslekdaşlarım,
Değerli Felsefe Dostları,
Dünyanın dört bucağında olan bitenlere baktığımızda, postmodernizmin en uç sonuçlarının yaşandığını görüyoruz: Anything goes/Ne olsa, olur. Bunda dünya felsefesinin payı ne?
İki ay önce, Berlin’de yapılan “robotlar etiği” konusuyla ilgili bir toplantıya katılan bir öğrencimden, oradaki tartışmaların “etiklerden hangisinin seçileceği” sorusu üzerinde yoğunlaştığını hayretle dinledim. Böyle bir tartışma, ancak değer bilgisinden oluşan ‘etik’ ile kültürel değer yargıları normlarından oluşan ‘ahlâklar’ın farkını göremeyenlerin sorabileceği bir sorudur. ‘Etik’ sözcüğünün bunca moda olduğu bir zamanda, böyle bir sorunun sorulabilmesi, dünya felsefesinin değer konularında nasıl yerinde saydığını gösteriyor.
Değer konularına ilişkin bilgisizlik, gitgide yaygınlaşan insanları robotlaştırma, robotları ise “insan”laştırma çabalarına da yansıyor. İnternet yoluyla “intihar edeyim mi, etmeyeyim mi?” sorusunu soran genç bir insana, cevap verenlerin %63’ü “et!” diye cevap verebiliyor.
Öyle görünüyor ki, insanlık olarak kendimizi silkelemediğimiz ve bazı umut verici gelişmeleri daha çok teşvik etmediğimiz takdirde, 21. yüzyılın makineleriyle donatılmış bir Karanlık Çağın dünyayı kaplaması olasılığı gitgide artıyor.
Gelip sınırlarına dayanmış olan postmodernizmin aşılmasının felsefî değer bilgisiyle olabileceği umuduyla, Dünya Felsefe Gününüzü kutlar, bu Günün olan bitenlere değer bilgisiyle bir hesaplaşma günü olmasını dilerim.
İoanna Kuçuradi
Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı